12 Ekim 2014 Pazar

SAĞLIK OLSUN

  Can Yücel in "Sağlık Olsun" yazısını okumayan var mıdır? Bu yazıdan bazı kesitleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
  Öyle uyanır uyanmaz yataktan fırlama, yarım saat erken kur saatini.Kedi gibi gerin,oh ne güzel yine uyandım diye sevin.
  Pencereni aç yağmurda fırtınada olsa derin derin nefes al;
  Geceden hazır olsun yarın  ne giyeceğin ,ona harcayacağın vakitle bir dilim ekmek kızart kendine, çek kızarmış ekmeğin kokusunu içine,bak güzel kahvaltının keyfine;
   Akşam yemeğin ne olursa olsun masanda illa ki kumaş örtün olsun;
Saklama tabakları, bardakları misafire  sizden ala misafir mi var bu dünyada;
  Yemeğini öyle acele acele değil , lezzete lezzet katar gibi tadına var akşamların;
Hayat bu daha ne olsun ama en önce illaki sağlık olsun!
 
 Kaliteli ve mutlu bir yaşam istiyorsak bedenimize ve ruhumuza iyi bakmalıyız.Yaşamımızı çevremizle ve kendimizle kavga eder gibi yaşamamalıyız. Mutlu olmak birazda şükür etmeyi bilenlerindir.
  Her şey moralle, içimizdeki hayat enerjisi yüksekse gerçekleşmeyecek hiç bir şey yoktur.
  Onursa onur, gurursa gurur.Hiç taklit yapmadım,benim aslım budur.
  Dostum olan yanımda,haketmeyen kapımın ardında durur.
Sevgilerimle... 

1 Ekim 2014 Çarşamba

HAYATA YÖN VEREN HİKAYELER




Bir gün köylünün birinin eşeği kuyuya düşmüş. Hayvan saatlerce acı acı düştüğü kuyudan feryat edip duruyormuş. Köylü ise kuyunun başında oturmuş bu durumla nasıl başa çıkacağını düşünüp durmuş.

Köylü düşünüp taşınıp yaşlı hayvanı o kuyudan kurtarmaya değmeyeceğine karar vermiş. Ona göre tek çare kuyuyu ve içindeki hayvanı toprakla örtmekmiş. Köyden birkaç komşusunu yardım için çağırmış. Ellerine almışlar kürekleri, başlamışlar kuyunun dibindeki eşeğin üzerine toprak atmaya. Zavallı hayvan anlamış başına gelenleri başlamış acı acı feryat etmeye. Fakat bir süre sonra şaşırtıcı bir şey olmuş, kürekler arttıkça hayvanın sesi de azalmaya başlamış ta ki sonunda neredeyse hiç sesi çıkmaz olmuş. Köylüler bu duruma meraklanmışlar ve neler olduğunu anlamak için kuyunun dibine baktıklarında bir de ne görsünler, her atılan toprak kuyuda katlar oluşturmuş ve hayvan onlardan silkelenerek neredeyse kuyunun ağzına kadar gelmemiş mi? Onlar şaşıra dursun bizim eşek atmış adımları, dışarı çıkmış sevinerek...

  Bu hikayeyi çok sevdiğim biri anlattı bana,bende sizlerle paylaşmak istedim. İnsan hayatında herkesin başına türlü  türlü sıkıntılar geliyor . Hepsinde kendimizi üzer yıpratırsak hayatımız ne hale gelir düşünsenize...
    En doğrusu kendi iyiliğimiz için akıllı davranmak. Çevremizdeki insanlar bizi bizden daha çok düşünemezler . Siz çöküşe geçerseniz  işte bir kürek toprak da onlar atar üstünüze. Sizin tek yapmanız gereken akıllı olmak ve gelen sıkıntı üzüntüleri alta alıp her zaman üstte  güçlü kalmak.Bunu başarmak öyle yazıldığı gibi kolay değil biliyorum ama her zaman bizi üzen insanlar olacak bundan kaçmak çok zor.
   Önemli olan zarar görmemek için hayatı ayakta dimdik karşılayıp sıkıntıları hayatımızın odak noktası haline getirmeden yaşamayı öğrenmektir.